Üretim ve satışta yukarı çıkan asansör, ‘güvenlikte’ merdiven altına takılıyor
Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Son zamanlarda özellikle KYK yurtlarında üst üste yaşanan kazalarla gündeme gelen Türkiye asansör sektörü, üretim ve satışlarda hızlı bir çıkış yaşıyor. 3 bini montaj firması olmak üzere yaklaşık 3 bin 500 firmanın faaliyet gösterdiği pazarda, kalite ve güvenlik tartışmaları sürerken, üretim ve satış tarafında da hareketlilik yaşanıyor. İç pazarda deprem bölgesinin inşasıyla yıllık üretimin üzerinde bir taleple karşılaşan sektörde, en önemli sorun ise hem üretim ve montajda hem de bakım-onarımda merdiven altı firmaların çok olması.
Yük asansörleri de dahil her yıl ortalama 25-30 bin yeni asansörün hizmete açıldığını belirten Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Oğuzhan Bulgurluoğlu, deprem bölgesinin yeniden inşası ile birlikte sadece o bölgede 25 ila 30 bin adet arasında asansör ihtiyacı doğacağını açıkladı.
Taleple birlikte üretimin de artacağına işaret eden Bulgurluoğlu, mevcut kurulu kapasitenin talebi karşılamaya yettiğini belirtti. Türkiye’deki mevcut asansör sayısını 800 bin adet olarak aktaran Bulgurluoğlu, “Türkiye çok ciddi bir pazar. Bütün Avrupa için hem mevcut hem de yeni asansör adeti çok fazla” diye konuştu.
Cironun yüzde 60’ı çokuluslu firmaların
Türkiye asansör sektöründe pazarın yüzde 30-35’ine çokuluslu markalar hakim. Ancak değer olarak bakıldığında ise cironun yüzde 60’ı bu firmaların elinde bulunuyor. AYSAD Başkanı Bulgurluoğlu, bunun nedenini çokuluslu firmaların yüksek binalarda daha ‘katma değerli’ asansör yapmalarına bağladı.
Yatırım açısından Türkiye’nin cazibesi olduğunu söyleyen Bulgurluoğlu’na göre, çokuluslu firmalar üretim ya da tasarım için Türkiye’ye geliyor ve ürünler buradan paketlenerek gönderiliyor. Kentsel dönüşüm projeleriyle iç pazarda canlanma yaşayan asansör sektörü, ihracatta da sevindirici rakamlara imza atıyor. 300 milyon euroluk ihracatı bulanan sektörün ithalatı ise 150 milyon euro.
Cari fazla veren sektör, özellikle malzeme üretimi noktasında önemli bir tedarikçi konumunda. Sektörün bu yıl Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya pazarında çıta yükseltmeyi hedeflediğini dile getiren AYSAD Başkanı Bulgurluoğlu, yüksek kaliteli ürünlerle Avrupa pazarında da başarı amaçladıklarını kaydetti. Yıl sonunda ihracatta yüzde 30’luk bir artış beklediklerini ileten Bulgurluoğlu, “Rusya’dan uluslararası firmalar çekilince pazarda çok ciddi bir malzeme açığı oluştu. Asansörde Türk firmaları bunu karşılıyor.
Burada ciddi bir artış oldu. Onun için benim bu sene ihracat beklentim daha da fazla” dedi. Pazarda hem üretim ve montaj hem de bakım noktasında merdiven altı firmaların yoğunluğuna dikkat çeken Bulgurluoğlu, “Özellikle deprem bölgesinde doğan ihtiyaçla birlikte tüm Türkiye’nin bir yıllık talebi tek bölgeden gelecek. Buradaki endişemiz müteahhidin maliyeti düşürmek için standartlara uygun olmayan, daha ucuz ürünlerin merdiven altı firmalardan tedarik etmesi. Standardın tutturulması çok önemli.
Sonuçta orası deprem bölgesi, oraya uygun bir asansör olması gerekiyor” uyarısında bulundu. Öte yandan deprem bölgesinde çimento, hazır beton gibi sektörlerde fahiş fiyata karşı devletin aldığı tedbirleri asansör sektörü için de alması gerektiğini dile getiren Bulgurluoğlu, “Burada devletin alım garantisi verip fiyatları sabitlemesi gerekiyor. İnşaat maliyetleri artmış, otomatikman asansörde de fiyatlar artacak. O nedenle kamunun mutlaka işin içinde olması gerekiyor” yorumunu yaptı.
Eleman açığına yabancı işçi önerisi
Sektördeki ciro artışının karlılığa yansımadığını söyleyen Bulgurluoğlu, maliyetlerin yanında firma yoğunluğunun da karlılığı düşürdüğünü belirtti. “Böyle olunca da kime teknolojiye, AR-GE’ye yatırım yapamıyor” diyen Bulgurluoğlu, şöyle devam etti. “Firmalar genelde günü kurtarmaya çalışıyor. İş arttığında da işte herkes fiyatını yükseltiyor.
Bazen Türkiye’den daha ucuz ürünler Çin’den getiriliyor. Dolayısıyla maalesef kârlılık ciro artışlarına yansımıyor. Merdiven altı da tam olarak engellenemediği için kısa zamanda karlılık beklemiyoruz.” Sektörün girdi maliyetlerine karşı direnmeye çalıştığını ancak istihdam açığına direnemediğini ifade eden Bulgurluoğlu, “Çok ciddi işgücü açığımız var. Yetişmiş eleman bulamıyoruz. Mevcut olanlar da deprem bölgesinde çalışmaya gidiyor. Bu konudaki çözüm önerimiz; Türk cumhuriyetleri gibi çevre ülkelerden geçici olarak yetişmiş insan gücü getirilebilir. Böylece hem işçilik fiyatları artmaz hem de kalifiye çalışan bulunabilir” diye konuştu.
Kazalardan asansör firması kadar yönetici de sorumlu
Oğuzhan Bulgurluoğlu, tüm taşıma cihazları içerisinde en güvenli aracın asansör olduğunu söyledi. Türkiye’deki 800 bin asansörün bazılarının yenilendiğini kaydeden Bulgurluoğlu, şunları söyledi: “Yürürlükteki Asansör Yönetmeliği’ne uygun olarak tesis edilmiş, Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine göre aylık bakımı ve yine ilgili mevzuata göre yıllık periodik kontrolleri A Tipi Muayene kuruluşları tarafından yapılan bir asansörde kaza meydana gelmesi ihtimali yok denebilecek kadar azdır.
Kaza meydana gelmesi; asansörün tasarım, aksam seçimi ve işletme-bakım yönünden kusurlara sahip olduğu şüphesini uyandırır. Bu uygunsuzlukların, yıllık kontrolde saptanmamış olması da o süreçte bir ihmal veya kusur ihtimalini akla getirir.
Asansör İşletme ve Bakım Yönetmeliği’ne göre, bina sorumlusu, asansörle ilgili herhangi bir tehlikeli durumu bakım sözleşmesi imzalanan asansör monte eden veya onun yetkili servisine iletir ve söz konusu asansöre, asansör monte eden veya onun yetkili servisi tarafından müdahale edilene kadar gerekli güvenlik tedbirini alır. Asansör bakımı, 100 TL daha ucuz diye dost-akrabaya değil işin uzmanına yaptırılmalı. En az asansör firması kadar bina yöneticileri de kazalardan sorumlu.”
Kırmızı etiketli asansöre binmeyin!
Asansör Periyodik Bakım Yönetmeliği’ne göre, asansörlerin periyodik kontrolleri Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yetkilendirilen ve TÜRKAK tarafından akredite edilen A tipi muayene kuruluşlarınca yılda en az 1 defa yapılır. Güvensizlikten dolayı kırmızı etiket takılan asansörlerin kullanılmaması ve yönetmeliğe göre 60 gün içerisinde güvenli hale getirilmesi gerekiyor. Kusurlu olduğu için sarı etiket takılan asansörlerin de 120 gün içerisinde güvenli hale getirilmesi gerekiyor.