İsimsiz ünlüler, övgü yağdırılan haberler… ‘Mucizevi’ iğnelerin karanlık yüzü

Zayıflama İğneleri: Doğal Metabolizmayı Bozan Tehlikeli Bir Trend

Zayıflama iğneleri, dünya genelinde hızla yayılan ve kontrolsüz bir fenomen haline gelen bir sağlık trendi olmaya devam ediyor. İlaç firmalarının fonladığı basın araçlarıyla övülen bu ilaçların vaat ettiği “mucizevi” kilo kaybının arkasında ciddi sağlık riskleri ve kapitalist düzenin karanlık yüzü yatıyor. Bazı haber sitelerinde ismi verilmeden bahsedilen ünlülerin farklı marka iğne deneyimlerinden sonra yaşadığı değişimi övdüğü haberler yer alıyor. Soner Yalçın, Kara Kutu kitabında bu tehlikelere dikkat çekerken, modern tıbbın bu konudaki etik sorunlarını da cesurca ortaya koymuştu.

Yan Etkileri Görmezden Gelen Bir Fenomen

ABD’de milyonlarca kişi Wegovy, Mounjaro ve Ozempic gibi GLP-1 agonistlerini kullanıyor. Bu ilaçlar, iştah ve sindirimi düzenleyen doğal bir hormonu taklit ederek hem diyabet hem de obezite tedavisinde etkili sonuçlar verdiği iddia ediliyor. Ancak ilaçların bu etkileri, mide bulantısı, kusma, kabızlık ve ishal gibi yaygın yan etkilerin yanı sıra, daha ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Araştırmalar, GLP-1 ilaçlarının pankreas iltihabı, bağırsak tıkanıklığı, mide felci ve hatta tiroid tümörleri gibi risklerle ilişkilendirildiğini gösteriyor.

Bir aylık dozajı 1.135 dolar olan Mounjaro gibi ilaçlar, pahalı fiyatlarına rağmen kontrolsüz bir şekilde kullanılmaya devam ediliyor. Avrupa İlaç Ajansı’na (EMA) göre, obezite ve diyabet tedavisi için onaylanan bu ilaçlar, kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla kilo kaybı sağlasa da, kadınların yan etkilerden daha fazla etkilendiği tespit edildi.

Kara Kutu’da Uyarı: Sağlık mı, Tüketim Çılgınlığı mı

Soner Yalçın’ın Kara Kutu kitabında belirttiği gibi, zayıflama ilaçları, sağlığı geri plana iten bir tüketim endüstrisinin parçası haline gelmiş durumda. Kitapta, modern tıbbın ilk zayıflama ilaçlarını piyasaya sürmesiyle başlayan süreç şöyle anlatılıyor:

  • “Zayıflama insanlarda tutku haline gelince, ilacının bulunup piyasaya sürülmesi kaçınılmaz oldu. Ama… Bu mevzu, tüketim endüstrisi günümüzde “salgın” hale getirmeden çok önce vardı ve bunu insanoğlunun başına musallat eden bizim Efes doğumlu hekim Soranüs (MS 98-138) idi! Şaşırtıcı değil “insan ırkının ıslahı” o dönemden miras insanoğluna… “İdeal vücut” o dönemden geliyor: Yazdım; “Antik Yunan Güzelliği” palavrası… “Kusursuz orantılara sahip bir insanın boyunun, başının yedi buçuk katı olması” gibi saçmalıklar…
  • Modern tıp bu konuyu 1920’lerde gündemine aldı. İlk zayıflama ilacı 1933’te pazara sunuldu: 2,4 – Dinitrofenol (DNP)… Aslında bu ilaç ilk, Birinci Dünya Savaşı’nda Fransızların silah-mühimmat üretiminde kullanıldı! Aynı zamanda boya, ahşap koruyucu, fotoğrafik geliştirici olarak çeşitli alanlarda yararlanıldı…
  • Stanford Üniversitesi’nden Maurice Tainter, insanoğlunun kilo vermesinde bu maddenin etkisini gördü. Patentini alıp reçetesiz satılan ilaçlar arasına koydurdu. Gerçek beş yıl sonra ortaya çıktı; DNP insanları kör ediyor, ölümlere yol açıyordu. 1938’de yasaklandı!”
  • “Zayıflama ilaçları rekabeti küresel şirketler arasında sürüyor. Yoksa… Zayıflama ilaçlarının insanlara verdiği zarar kimsenin umurunda değil. Özellikle genç kızlarda görülen bulimia ve anoreksiya belasının insanlara neler yaptığını bilmelerine rağmen inatla “sıfır beden” algısını sürdürmüyorlar mı? Herkes “Victoria’s Secret” mankeni olmaya çabalatılıyor!
  • Yağların ilaçla yerlerinden sökülmesi için bedenin metabolizmasının bozulmasına izin veriliyor. Oysa “reçete” belli; düzenli egzersiz, dengeli beslenme, su, oksijen… Bunlar yerine pahalı ilaçların kullanımı özendiriliyor…”

SAĞLIK İÇİN GERÇEK ÇÖZÜM: DOĞAL VE DENGELİ YAŞAM

Zayıflama iğnelerinin vaat ettiği mucizevi sonuçların ardında, bedenin doğal metabolizmasını bozarak çalışan bir mekanizma bulunuyor, iğneleri ve hapları kullanan kişilerin ilaçları bıraktıktan sonra yaşadığı sağlık sorunlarının ardı arkası kesilmiyor. Sağlıklı bir yaşamın reçetesi ise çok daha basit: düzenli egzersiz, dengeli beslenme, su ve oksijen. Ancak, kapitalist düzen, pahalı ilaçları dayatarak bu temel çözümleri görmezden gelmemizi sağlıyor.

Soner Yalçın’ın Kara Kutu kitabında vurguladığı gibi, bu ilaçlar yalnızca ekonomik kazanç sağlama amacı taşıyan bir endüstrinin ürünleri. Sağlığınızı korumanın en etkili yolu, doğal yöntemlere yönelmek ve bu tür manipülatif trendlere karşı bilinçli bir duruş sergilemek.

Nalan Güler Güven

Odatv.com

Related Posts

Çin, Alman uçağını lazerle hedef alma iddiasını reddetti

Çin, Avrupa Birliği’nin (AB) Kızıldeniz’deki seyrüsefer güvenliği misyonu Aspides’te görev yapan Alman uçağını lazer kullanarak hedef aldığı yönündeki suçlamaları reddetti.

Kartalkaya faciasında sorumluluk üstlenen yok! Otel müdürü ‘resepsiyonistim’ dedi

Grand Kartal Otel’de çıkan yangına ilişkin tutuklanan otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz, “Her ne kadar bana müdürlük unvanı verseler de benim yaptığım iş resepsiyon görevi oldu. Bordrosunda resepsiyonist görevlisi yazan bir çalışanım, otelde hiçbir şekilde yetkim yoktur. Otel aile otelidir, kararları kendileri alır ve kendileri kontrol eder. Otelle alakalı ne gerekiyorsa kendileri belirler. Kendisine koltuk bile aldıramayan müdür mü olur?” dedi.

Erdoğan’dan Terörsüz Türkiye mesajı: ‘Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir evreye giriyoruz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine dair bir mesaj verdi ve “Önümüzdeki günlerde olumlu haberlerin alınacağı bir evreye giriyoruz” dedi.

‘Yolsuzluk’ göndermesi yaptı! Ali Babacan’dan Erdoğan’a ‘CHP operasyonları’ tepkisi: ‘Külahımıza anlatın…’

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen DEVA Partisi lideri Ali Babacan, “Sadece muhalefet belediyelerinin üzerine giderek sözüm ona yolsuzlukla mücadele ediyorsunuz. Külahımıza anlatın, külahımıza. Başkaları yutsa da biz yutmayız” dedi.

Ünlü restoran zinciri 9 mağazasını birden sattı

İngiltere’nin en ünlü restoran markaları arasında yer alan Deep Blue Restaurants 9 mağazasını sattı.

Gelecek Partisi’nden itiraf: ‘Allah affetsin, kandırıldık’

CHP listesinden Gelecek Partili olarak seçilen ancak AKP’ye geçen Serap Yazıcı Özbudun’a yönelik tepkiler sürerken bir açıklama da Gelecek Partisi’nden geldi.